Giysilerin Kişi Üzerinde Yarattığı İzlenimler
Her dönemin, yüzyılın kendisine has giyim tarzı vardır. Bu tarz ve imaj toplumsal olarak bakıldığında o dönemin sosyokültürel özelliklerini, insanların yaşam tarzını, coğrafi koşullarını, demografik yapısını gibi faktörleri yansıtır. Bu duruma birey bazında bakarsak kişinin karakteri, duruşu, yaratmak istediği benliği ile ilgili ipuçları verir giyim tarzı. Örneğin barok, rönesans gibi dönemlere bakarsak şatafatlı, ağır, işlemeli, mücevher ağırlıklı kombinler ve tarzlar görülürken günümüzde bunun tam tersi olarak ‘’ minimalizm’’ çatısına dayanan , sürdürülebilirliği ön plana alan yaşam tarzıyla birlikte gelen bir stil ön plana çıkıyor. Buradan şunu gözlemleyebiliriz k, o dönemin koşullarına göre gerçek ve doğru algıları değişkenlik gösterebilir.
Giyim tarzı, imaj, kullanılan renkler, aksesuarlar hatta giyilen kumaş bile kişi hakkında bir intiba bırakır. Son dönemlerin popüler konusu olan Bilişsel Giyim Teorisi bize giysilere yüklediğiniz anlamların hayatımızda fark ettiğimizden daha fazla etkisi olabileceğini kanıtladı. Bu teori, tüketicilerin kıyafet tercihi yaparken sadece estetik kaygılarıyla değil, mantıksal ve bilişsel değerlendirmeler eşliğinde yaptıklarını vurgular. Bundandır ki, tüketici davranışlarını daha iyi analiz etmek adına sektörde önemli bir yer edinir. Teorinin ana unsurları sürdürülebilirlik, marka algısı ve işlevsellikten oluşur. Marka algısı, tüketicinin belirlediği markaların kalitesine ve güvenilirliğine olan inancıyla hareket edip seçim yapmasıdır. İşlevsellik ise kıyafetlerin fonksiyonelliğini değerlendirerek seçim yapmasıdır. Son dönemin en popüler konularından biri olan sürdürülebilirlik kavramına daha ayrıntılı bir şekilde göz atalım.
NEDİR BU SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİM?
Sürdürülebilir tüketim, zehirli maddeleri, atıkları ve kirliliği en aza indiren mal ve hizmetlerin kullanımını içerir. Giyim endüstrisi büyük bir kirlilik kaynağıdır ve sürdürülebilir giysi tüketimi henüz tam anlamıyla hayata geçebilmiş değildir. Buna istinaden, bir parçanın sürdürülebilir olması için uzun süre giyilebilir olması, bunun için kumaş kalitesinin iyi olması gerekir. Yani günümüzün “fast fashion” kavramının zıddından bahsediyoruz . “Fast fashion” dediğimiz, sürdürülebilir olmayan durumlar, su, toprak, orman ve enerji rezervlerini yok ederek hava kirliliği ve biyo-çeşitlilik kaybına yol açar. Ayrıca bu kadar fazla alışveriş yapmak kişiye duygusal bağımlılık oluşturabilir, uzun vadede kişinin psikolojisine de zarar verebilir. Sürdürülebilir giysi tüketim davranışlarını etkileyen faktörler dört gruba ayrılır: Kişisel yetenekler, tutumsal faktörler, bağlamsal engeller ve alışkanlıklar. Kişisel yetenekler, bireylerin beceri, bilgi ve kapasitelerine bağlıdır. Tutumsal faktörler, bireyin değerlerini, inançlarını ve tutumlarını içerir. Bağlamsal engeller, çevresel açıdan tercih edilebilir giysilerin sınırlı kullanımı ve yetersiz bilgiyi kapsar. Son olarak, tüketicilerin giysi üretimi, tüketimi ve elden çıkarma davranışlarının doğal çevreye etkileri konusunda bilinçli hareket etmeleri ve bunu alışkanlık haline getirmeleri gerekmektedir. Giyim perakendesi markaları şuan kıyafet değil duygu satıyorlar, bu anlamda vücudu günümüz güzellik algısına uyan modeller, celebrity’ler kullanıp bu ürünleri giyecek kişilere aslında ‘’ hayal ‘’ satıyorlar. Başkasının üzerinde muazzam duran parçalar, kişinin algısıyla oynayıp ona tabiri caizse hayal satıyor. Kişinin bedenine, ten rengine, kişiliğine hatta yaşama tarzına uymayan parçalar, giymeyi tercih ettiği ‘’ öyle zannettiği’’ kıyafetler haline dönüşüyor.
BU DURUMUN ÖNÜNE NASIL GEÇİLİR? KIYAFET SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Kişinin, kıyafetin içinde nasıl hissetmek istediği, cilt, saç, boy, kilo konuları gibi faktörler göz önünde bulundurularak tercih yapılması, benliğini tanıması ve anlaması olması önemlidir . Gardırobunuzdaki kıyafetlerin birbiriyle uyumlanabilir olması kombin yapmanızı kolaylaştırır size zaman kazandırır. Bazı parçalara vardır ki her kadının gardırobunda bulunması gerekir. Örneğin kendinizi iyi hissetmediğiniz ama önemli bir yere gideceğiniz bir gününüzde sizi kurtaracak 2 parçanız yer almalıdır. Bu parçalar klasik, zamansız ve rahat edebileceğiniz rahatlıkta ve bollukta olmalıdır. Mevsime göre giyinmek, alışveriş yaparken doğru kumaşı tercih etmek, işlevselliği arttırır ve size konforu sunar. Ek olarak yukarıda bahsettiğimiz gibi kendi vücut proporsiyonunuza uygun parçaları kullanmak, highlight etmek istediğiniz bölgeleri daha dikkat seçici hale getirmek ( parıltılı, açık renk ya da aksesuar kullanımı gibi…) mümkün. Uzmanların önerdiği gibi nasıl aç karnına market alışverişi yapılmaması gerekiyor ise, duygusal durumunuzda dalgalanmalar yaşandığı günler de yahut dönemlerde alışverişe çıkılmaması önemlidir. Bu sizi gereksiz harcamaktan, çevreye zarar vermekten ve dolabınızı boş yere doldurmanızdan korur. Modaya uyacağım diye kendinize hiç yakışmayan aslında tarzınız olmayan bir parçayı üzerinizde taşımak sizi kendinizden uzaklaştırır.
Coco Chanel’in dediği gibi ; Moda geçicidir, Stil ise kalıcıdır…
Zehra Gürsoy Fashion Editor / Stylist