Çocuklar önce aileleri tarafından katlediliyor…
Günlerdir Türkiye hep bir ağızdan Narin nerede diye sordu.
Tam 19 gün, 8 yaşında küçücük bir kız çocuğu adeta yok edildi.
Ve bu sabah acı haber geldi.
Narin bataklıkta bir çuvalın içinde üzeri taş ve ağaç dalları ile kapanmış vaziyette ölü olarak bulundu.
8 yaşında küçücük bir çocuk… Kim ya da kimler ona bunu neden yaptı en kısa zamanda bulunması ve adalete teslim edilmesi bundan sonraki öncelikli beklentimiz. Adalet sistemi bu gibi katillerin cezasını layıkıyla verecek boyutta olmasa da, ilahi adalet mutlaka kendini gösterecektir. Ondan şüphem yok!
Bu olayda başından beri her şey çok anormal gelişti…
Gözaltılar ve sorgular aşamasında anne bir garip baba bir garipti. Hatta annenin hayrete düşürecek derece rahat davranışları, amcayı savunma girişimleri kamuoyunun da vicdanını rahatsız etti ve tepkilere de neden oldu.
Aslında tepki gösterilen en büyük konu sınırlı sayıda insanın yaşadığı küçücük bir köydeki insanların tepkisizliğiydi… Ama işte… Bugün de gazeteci Emrullah Erdinç Sözcü TV’de bağlandığı bir canlı yayında olayı özetledi aslında. Narin’in güçlü bir ailesi vardı, köy ağasıydı bu zatlar ve bütün köylü bu aileden korktukları için konuşamamıştı. Bir Allah’ın kulu da çıkıp sesini çıkaramamıştı. Bu ailede daha önce de biz kız çocuğunun öldüğü ortaya çıktı daha sonra. Narin’in engelli ablası da öldükten sonra otopsisi dahi yapılmadan defnedilmişti iddialara göre. Dilsiz şeytanlar da en az suçlular kadar suçlu bence. Nitekim bugün de köye giriş çıkışların kapatıldığını ve soruşturmanın devam ettiğini basındaki arkadaşlarımızdan takip ediyoruz.
Güzel Narin, mekanın cennet olsun. İçime bir taş oturdu sabahtan bu yana… Sen eminim acının, kötü insanların, canilerin, kansızların olmadığı güzel bir yerdesin… Rabbim seni bu dünyada bir melek olarak yaşattı ve melek olarak yanına aldı ama sen ve senin gibi işkence ve istismarla dünyadan göçen yavruların sayısı korkutucu boyutta.
Son 15 yılda, dünya genelinde aile içi ve yakın akraba tarafından tacize uğrayan veya öldürülen kız çocuklarıyla ilgili istatistikler oldukça ürkütücü. Küresel çapta her yıl 2-17 yaş arası yaklaşık bir milyar çocuk, fiziksel, cinsel veya duygusal şiddet veya ihmalle karşılaşıyor. Bu tür şiddetin çocukların hayatları boyunca süren sağlık ve refah üzerinde ciddi etkileri oluyor. Şiddet mağduru olan çocuklar, ciddi yaralanmalardan, bilişsel gelişimde aksamalara, yüksek riskli sağlık davranışlarına, hatta ölümcül sonuçlara kadar uzanan birçok olumsuzlukla karşı karşıya kalabiliyorlar.
2-17 yaş arasındaki çocukların yarısı her yıl bir tür şiddet yaşıyor.
UNICEF’in raporlarına göre, 2-17 yaş arasındaki çocukların yarısı her yıl bir tür şiddet yaşıyor. Bu şiddet türleri arasında aile içi taciz, ensest, zorla evlendirme ve erken yaşta evlendirme gibi durumlar da bulunuyor. Hükümetler, şiddetin önlenmesi için yedi INSPIRE stratejisini uygulamakla sorumlu olsa da, bu stratejilerin tam anlamıyla uygulanıp uygulanmadığı ve etkili sonuçlar verip vermediği farklı ülkelerde değişiklik gösteriyor.
Ayrıca, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin 16.2 hedefi, çocuklara yönelik her türlü istismar, sömürü ve şiddeti sona erdirmeyi amaçlıyor. Ancak, dünya genelinde şiddet olaylarının doğru bir şekilde ölçülmesi ve bu konuda etkili politikaların uygulanması konularında hala büyük eksiklikler var.
Çocuk tacizi ve çocuk cinayetlerinde gelişmiş ülkelerde ABD birinci sırada.
Son on beş yılda aile içi ve yakın akrabalar tarafından işlenen çocuk tacizi ve cinayet vakaları konusunda en yüksek oranlara sahip ülkeler arasında özellikle düşük ve orta gelirli ülkeler dikkat çekiyor. En çok vakaların görüldüğü ülkelerden bazıları; Hindistan, Pakistan, Meksika, Nijerya ve Brezilya gibi kalabalık nüfuslu ve sosyal sorunların yoğun olduğu ülkeler. Ancak yüksek gelirli ülkelerde de, Amerika Birleşik Devletleri – ABD ve Birleşik Krallık gibi, bu tür vakalar önemli oranlarda rapor ediliyor. Bu ülkeler, genel olarak çocuk istismarı ve cinayet oranlarının yüksek olduğu yerler olarak ön plana çıkıyor.
Dünyada güçlü yasa koyan ülke var, ancak bu yasanın yarısını bile uygulamaya sokamıyor.
Birleşik Krallık, İsveç ve Avustralya gibi ülkeler, çocuk istismarını önlemeye yönelik en iyi politikaları uygulayan ülkeler arasında yer alıyor. “Out of the Shadows Index” raporuna göre, bu ülkeler çocukları cinsel istismardan koruma konusunda güçlü yasal çerçevelere, politikalara ve kurumsal yanıtlara sahipler. Ancak, bu ülkelerde bile hala bazı eksiklikler var; ortalama skor 100 üzerinden sadece 50 civarında, bu da iyileştirme alanları olduğunu gösteriyor.
Çocuk cinsel istismarı için uygulanan cezalar ülkelere göre değişmekle birlikte, genellikle ağır hapis cezalarını, zorunlu bildirim yasalarını ve suçlular için rehabilitasyon programlarını içeriyor. Özellikle İsveç, çocuklara karşı cinsel suçlarda zorunlu hapis cezası uygulayan katı yasal önlemlerle dikkat çekiyor. Avustralya ise çocuk istismarını önlemek için ulusal stratejiler geliştiriyor ve uyguluyor. Bu ülkeler, ayrıca teknolojik ve seyahat sektörlerinde endüstrinin de çocuk koruma çalışmalarına aktif katılımını teşvik ediyor.
Türkiye’de cinsel istismar ve çocuk cinayetleri son 8 yılın en yüksek seviyesinde.
Son 15 yılda Türkiye’de çocuk istismarı ve çocuk cinayetleriyle ilgili çeşitli raporlar bulunmakta. Özellikle son yıllarda, çocuk istismarı ve cinsel istismara yönelik davalarda ciddi bir artış gözlenmiştir. Örneğin, 2021 yılında çocuğa cinsel istismar suçundan 16 bin 161 mahkûmiyet kararı verildi ve bu sayı, önceki yıllara göre önemli bir artışı yansıtıyor. Aynı yıl içerisinde çocuğa cinsel istismar davalarında toplam 29 bin 822 karar alındı ve bu, son sekiz yılın en yüksek rakamı olarak kaydedildi. Ayrıca, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2021 yılında 15 yaşın altında 117 çocuk ve 15-17 yaş arası 7 bin 73 çocuk doğum yaptı, bu da çocukların istismar edilmesinin başka bir boyutunu ortaya koyuyor.
Ayrıca, çocuk işçi ölümleri de ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor; 2022 yılının ilk on ayında iş kazaları sonucu 14 yaş ve altında 22 çocuk, 15-17 yaş arasında ise 32 çocuk/genç işçi yaşamını yitirdi.
Bu cinayetlerin, bu tacizlerin, bu katliamların en büyük sorumlusu aileler bana göre. Aile içinde göz yumulan ensest ilişkiler, aile için çarpık ilişkilere tanık olan çocukların ortadan kaldırılma girişimleri, birinci- ikinci- üçüncü- derece akraba tacizleri… Bebek demeden, çocuk demeden, kız demeden, erkek demeden gözü dönen sapıkların kurbanı oluyor. Biz hala cezaların caydırıcılığını ve yetersizliğini konuşuyoruz. İdam verilse ne olacak? Adı üstünde “Aile içi cinayet, aile için taciz, aile içi tecavüz.”
Çocuk gitmiş, kayıp, yok, akıbeti de belli değil… Anne, “Ama amcası babamızdır, atamızdır, canımız” diyor. Baba, kızını kasten öldürme suçu ile cezaevinde olan ağabeyini ziyarete gidiyor. Evlat gitmiş, umurunda değil. Bu gibi insanların sayısı da ez değil. Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde. Çocuklar önce aileleri tarafından katlediliyor.