Hakan Eser, tam bir musiki aşığı. ‘Nefesimde Ne varsa’ adlı albümü ile müzik piyasasına giren Eser, müziğe lise son sınıfta öğretmeninin teşvikiyle başlamış. Yani onu ilk keşfeden kişi sevgili öğretmeni. Öğretmeninin verdiği cesaretle Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin sınavlarına giren Hakan Eser, üç yıl burada müzik eğitimi alarak notaların dansını sesine eklemiş. Uzun bir süre TRT’nin gençlik korosunda harikalar yaratan Hakan Eser, 1998 yılında Vedat Çetinkaya yönetimindeki Bakırköy Sanatçılar Derneği (BASAD) Türk Musikisi koro çalışmalarına misafir olarak katılmış. Eser, Vedat Çetinkaya’nın daveti üzerine üç yıl koro faaliyetlerinde bulunmuş. 2001 yılında Nazmiye Ersoy aracılığıyla sahnelere adım atmış. Aslen Lüleburgazlı olan Eser, ilkokul 5. Sınıfta ‘Alişimin Kaşları Kara’ ile okul korosunda başladığı müzik hayatına şimdi profesyonel olarak devam ediyor. Hâlâ müzik eğitimlerine devam eden Eser, Ufuk Doğan’la şan ve repertuvar derslerine devam ediyor. Yakında sesini sıkça duyacağımız Hakan Eser, şanslı olduğunu belirtiyor. Müzzeyen Senar, Gönül Akkor’dan etkilendiğini belirten Eser, Kısmet Kandıralı için de üzgün. Nedenini ise, “Kandıralı, gerçek değerini görmedi” diyerek açıklıyor.
Babam Kırklarelili. Annem ise Balkan göçmeni. Böyle bir ailenin üç çocuğundan en büyüğüyüm. Sevgi dolu, eğlenceli bir ailede büyüdüm. Evimizde hep huzur hakimdi. İstanbul’da doğdum. Yani ben şanslı bir çocuktum.
Kişisel olarak cevap vermiş olmayayım ama müzik sektörünün böyle bir masumiyeti olduğunu düşünmüyorum. Eskilerin tabiri ile burası ‘kurtlar sofrası, gemisini yürüten kaptan’…
Rabbimin bana verdiği güzel bir sese sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Ailemden yana, dostlarımdan yana şanslıyım. Dinleyicilerim tarafından değer gördüğüm, sevildiğim için şanslıyım.
Ben klasikçiyim. Esasında Müzeyyen Senar ekolünden etkilendigimi söyleyebilirim. Gönül Akkor idolüm. Hiçbir zaman hak ettiği değeri göremediğine inandığım Kısmet Kandıralı, icralarını sevdiğim ve feyiz aldığım şahsiyetler.
Ben bir icracıyım. Müzikseverim, musîkişinasım. Dolayısıyla kendime süre koyamam. Halkın, müzikseverelerin teveccühü bizi nereye taşırsa orada olmak istiyorum.
Bu hikaye fedakarlık istiyor. Şarkı söylemek yaşam biçimim oldu. Çok kısa süre önce piyasaya sunduğumuz ‘Yakacak Seni’ isimli çalışmamızı müzikseverlere sunmanın onurunu ve gururunu yaşıyorum. Birçok kişinin yapmak isteyip de yapamadığı şeyleri başardığım için mutluyum. Aktif olarak sahne çalışmalarım devam ediyor; nefesim, gücüm yettiği sürece de edecek. Evet, şarkı söylemeye ve sahneye aşığım. Şarkı söylerken, sahnede dünya ile bağımı kopartıyorum, başka bir boyuta geçiyorum. Ben sahne ve müzik için, şarkı söylemek için yaratılmışım.