Prof. Dr. Gazi ÖZDEMİR - KUR'AN'DAN GERÇEKLER
  Güncelleme: 15-09-2021 12:09:00   15-08-2021 18:59:00

KUR’AN, DİN VE ATATÜRK - 2

Konuya, geçen yazıda kaldığım yerden devam ediyorum.

9. Atatürk, toplumun ilerlemesi için, dinin siyasete alet edilmemesi gerektiğini şu sözleri ile açıklamıştır;

"İslâm dinini, asırlardan beri sürdürülen alışılagelmiş bir siyaset vasıtası olmaktan uzaklaştırmak ve yüceltmek gereğini görüyoruz. Mukaddes ve ilâhî inançlarımızı ve vicdanî değerlerimizi, karanlık ve kararsız her türlü menfaat ve ihtiraslara görüntü sahnesi olan siyasetten ve siyasetin bütün bölümlerinden, bir an evvel ve kesin bir biçimde kurtarmak, milletin dünyevî ve uhrevi saadetinin emrettiği bir mecburiyettir. Ancak bu suretle İslâm dininin yüceliği belli olur".

     Yine bu amaçla Kur’an’ın insanlara aktarılmasının menfaat sağlanan bir meslek edinilmesinin, daha 4. iniş sırasındaki Müddessir suresinde, Peygamber olduğu gibi, herkese de yasaklandığını biliyordu.

Müddessir-6. Bu arada Kur’an’ı tebliğ etmek ve Din denilen muhkem /değişmez ana kuralları ve toplumuna özgü olan müteşabih /değişken yöntemleri anlatmak üzere yapacağın hizmetleri sakın kendine kazanç aracı kılma /meslek olarak yapma /bir menfaat bekleme, 7. Ve yalnız Rabbin adına /O’nun rızasını gözeterek çaba göster, bu arada sabırlı /tahammüllü de ol.

     Ayrıca Hadid-27 ve Tevbe-34 ncü ayetlerde dee ruhban denilen din adamı aracılığını da bilen Atatürk, Allah ile insan arasına ve menfaat sağlamak üzere kişilerin girmesi geleneğini kaldırmak üzere Cemaat, Tarikat, Tekke ve Zaviyelerin kaldırılmasını da uygun bulmuştur.

Hadid-27. Sonra onların ardından ve bildirdiklerini yine aynen tekrar tebliğ etmek üzere sıra ile başka elçiler de gönderdik. Örneğin Meryem oğlu İsa'yı da elçi olarak gönderdik ve İsa'ya İncil'i verdik. İsa'yı izleyenlerin gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Fakat kendileri bir ruhbanlık /din adamlığı sınıfı ortaya çıkardı­lar. Hâlbuki Biz böyle bir ruhbanlık /din adamı grubu oluşturmalarını bildirmemiştik. Onlar bu ruhbanlığı, sözde Allah'ın rızasını kazanmak düşüncesiyle ortaya çıkardılar. Ama ona da hakkıyla uymadılar. Bunların yüzünden de kitap sahiplerinden çoğu yanlış yola yöneldiler ve ancak çok az sayıdaki gerçekten iman etmiş olanlara, karşılık olan ödüllerini verdik.

Tevbe-34. Ey iman edenler! Hahamlar ve ruhbanlar olan din adamlarının çoğu, insanların parasını hak etmeden /batıl /aldatıcı usullerle yerler ve onları yönlendirmeleriyle Allah'ın yolundan /rızasından da uzaklaştırırlar. İnsanlardan haksız yere topladıkları altın ve gümüşü bu şekilde yığan ve Allah rızası için infak etmeyenlere /harcamayanlara da şiddetli bir azap olacağını bildir.

Bu ayetlerle, Din araştırmacısı olan akademisyen bilim adamına değil de, sadece bir vahiy kitabı bilgisini meslek edinip, sadece bundan gelirini sağlayan din adamı sınıfının, önceliği Allah'ın rızasına değil de kendi menfaatlerine vermeye ve istismara çok meyilli olduğu ve ilahi bilgileri menfaatlerine kullanmak üzere gizleyebilecek veya değiştirebileceklerine dikkat çekilmiş olmaktadır.

Atatürk de bu konuda şu vurguyu yapmıştır:

“Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmek zorundayız”.

     Atatürk, vefat ettiği son Ramazan da dahil, her Ramazan ayında Hacı Bayram Veli ve Zincirlikuyu camilerinde Kurtuluş Savaşı şehitleri için Hatim indirtirdi.                

     Yaşamının son Ramazan ayında ve vefatından önceki 25 Ekim 1938 günü yapmış olduğu şu son açıklama, Atatürk'ün dindarlığının açık bir göstergesi olmuştur

"Kur’an’da bildirilen ve din denen ana kurallara göre örnek bir hayat yaşayan Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'i, bütün Müslümanlar örnek almalı ve İslâm'ın hükümlerine uymalıdırlar. İnsanlık ancak bu şekilde kurtulup kalkınabilir".

     Dikkat edilirse Atatürk, Hz. Muhammed ile ilgili örnek alınacak özelliğin, Kur'an tebliğleri ve bunları pekiştirmek üzere söyledikleri olduğunu, insan olarak yaşama şekli, yeme, oturma ve giyinişi olmadığını vurgulamıştır.

     Atatürk'ün 2 defa ağladığı görülmüştür. Birincisi 31 Ağustos 1922 sabahı, Kızıltaş deresindeki savaş alanını dolaşırken binlerce şehidi görünce olmuş ve bu sırada Fatiha'yı okuduktan sonra şu sözleri mırıldanmış ve bu sırada gözlerinden yaşlar akıyordu;

"Yarab bana suç yazma! Yunanlılar yurduma girdi. Ulusumun namusuna saldırdı. Türklüğü ve Sana inanan, dua eden Müslümanları yok etmek istediler. Yurdumu kurtarmak için bu savaşı yaptırdım. Beni istilacı kumandanlarla bir tutma! Türk ulusunun kurtuluş savaşından, dökülen kanlardan dolayı affet!".

     İkinci ağlayışı ise, Çankaya'dan Meclise giderken, bozkırda tek ağaç olan söğüt ağacının, geçecek bir yol nedeniyle kesildiğini görünce olmuştur.  Çünkü Atatürk yok etmeyi, bozmayı değil; yapmayı ve yaşatmayı seven bir insandır.

     Atatürk, bu merhametliliğini ve hassasiyetini bütün insanları bir görmesi ile de perçinlemiş bir kişiydi. Bunu da şu sözünden anlıyoruz:

“En uzakta sandığınız bir olayın bize bir gün dokunmayacağını bilemeyiz. Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti de bunun bir organı saymak gerekir.”.  

Kur’an da bu birlikteliğe, Maide-32’nci ayet ile vurgu yapılmış olduğunu Atatürk biliyordu.

Maide-32: İşte bunun gibi, İsrail Oğullarına da Tevrat'ta şöyle dedik: Kim suçsuz bir kişiyi kasten öldürmemiş veya yeryüzünde bozgunculuk yap­mamış /terör estirmemiş bir kişiyi öldürürse, tüm insanları öldürmüş gibidir. Buna karşılık her kim de bir canı kurtarırsa /yaşamasına neden olursa, bütün insanları kurtarmış gibi olur. İşte elçilerimiz İsrail Oğullarına apaçık bu kanıtlarla gelmiş olmalarına rağ­men onların çoğu, yine de yeryüzünde azgınlıklarına devam edip duruyorlar.

     10. Vakıa-27’nci ayete göre, Dünya sınavından başarı ile mezun olanların Mahşer'de, Dünya'da işlemiş oldukları amellerinin kaydı olan defterlerinin sağ taraflarından verileceği ve toplantı yerinde sağ tarafta olacaklarına değinilmektedir.

Vakıa-27. Mahşer gününde, işledikleri iyilikleri içeren amel defterleri neşe içinde ve kutlanarak sağ taraflarından verilecek olanlara ne mutlu ki bu grup, Mahşerdeki sağ taraf ehlinden olacaklardır.

     Yine aynı surenin 90-91’nci ayetlerinde, bu başarılı Ruh'ların, Dünya malı olup, Dünya'da kalacak olan vücutlarını terk etmeleri dediğimiz ölüm anında, ölüm işlemi ile görevli Melek'ler tarafından "Sana selâm olsun" ifadesi ile karşılanacakları belirtilmiştir.

Vakıa-90. Eğer o can çekişen, yine neşe içinde ve kutlanarak karşılanan ve mahşerin sağ tarafına alınacaklardan ise, 91. Sağ taraf ehlinden olması nedeniyle ona da "selâmün leke /sana selam olsun" denecektir.

     Hulusi Turgut'un "Kılıç Ali'nin Anıları" kitabının 659’ncu sayfasında şu açıklama yer almakta ve Atatürk'ün sağ ehlinden olduğu anlaşılmaktadır:

“Atatürk'ün doktoru olan Prof. Dr. Neşet Ömer, Atatürk ağırlaşınca telaşa kapılır ve hemen koşup "Dilinizi çıkarın efendim" diye seslenince, Atatürk gülerek "Ve Aleykümselam" diye seslenir ve sakince gözlerini kapatıp ruhunu teslim eder.”                                                                

     Atatürk'ün, hiçbir maddi beklentisi olmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurma aşamalarında olan çabalarının temel hedefi, Allah'ın rızası ve insanlara olan sevgisidir. Atatürk'ün Ramazan ayında vefat etmesi de Allah'ın rızası yönünden anlamlı olsa gerek.

11. Her bir peygamber, din denilen muhkem /değişken ana kuralları eksiksiz ve canlı uygulayıcı olarak uygulayan, aynı zamanda öğreten birer başöğretmendir. Yine her peygamber, zamanının bir devrimcisi, tebliğ ettiği yeni din kuralları da birer devrim oluşturmuşlardır. Çünkü yeni gelen peygamber, hem din kuralı diye eklenmiş geleneksel uygulamaları iptal etmiş, hem de önceki peygamber tarafından gönderilen ve zaman ve zemine göre artık geçerliliklerini yitirmiş kurallar varsa onları iptal etmiş, yani nesh etmiştir. Böylece her yeni peygamber muhafazakâr değil, yenilikçi, doğrulayıcı ve düzeltici, yani bir devrimci olmuştur.

Hz. Muhammed’in bir Peygamber ve Başöğretmen olarak gerçekleştirmiş olduğu yenilikler /devrimler konusunda bilgisi olan Atatürk de bu temelde başlıca şu yenilikleri devrimleri gerçekleştirmiştir:

  • İlk inen ayet olan ‘Alak-1’deki OKU, yani ilme önem verdiğini şu söylemleri ile vurguladı: “Dünya’da her şey için, Medeniyet için, Hayat için, Başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fenden başka mürşit aramak Gaflettir, Dalalettir, Cehalettir.” “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin”, 
  • Tanzimat Fermanını gerçekleştiren II. Mahmut’un oğlu Abdülmecid döneminde (1839-1861) gündeme gelen Latin Alfabesinin kullanılması konusu, her ne kadar geniş bir itibar görmüş olsa, dönemi şartları gereği gerçekleştirilememiş, ancak reform hareketleri içerisinde bir gündem maddesi olarak canlılığını korumuştur. İkinci Abdülhamid’in 1876 yılında hilafet ve padişahlık makamlarına geçmesi ile daha da canlanan reform hareketleri, Latin Alfabesi konusunu yeniden gündeme getirmiştir. Ancak yine gerçekleştirilememiştir. İşte Atatürk, Anadolu’da yaşayan toplumun çoğunluğunun ana dili olan Türkçe’yi, konuşulduğu şekilde en iyi açıklayan harflerle öğrenmeleri için Harf devrimini gerçekleştirmeyi başarmıştır.
  • İnsanların konuştukları ana dillerini yazı ile ifade etme kolaylığını sağladıktan sonra, asırlardır bilmedikleri ve dolayısıyla anlamadıkları dil olan Arapça Kur’an yerine, anladıkları ana dilleri Türkçe olan Kur’an ile Din denilen muhkem /değişmez ana kuralları ile 1400 yıl önceki ilk Müslüman topluma özgü indirilmiş olan Müteşabih /değişken kuralları öğrenmelerini sağladı (Meryem-97, Taha-113, Cumu’a-5). Bu konuda şu yaklaşım içindeydi:

 “Türk, Kur’an’ın arkasından koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde ne var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitap’ta neler olduğunu Türk anlasın

  • “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” diyerek akıl prensibini de aşıladı. Kur’an’daki Taakkül-Tefekkür-Tezekkür önerilerini uyguladı  ve taklidi reddetti (Bakara-170)
  • Altı yüzyıldır insanları kul olarak gören ve “Kullarım” diye hitap eden Padişahlık idaresine son verdi. Böylece de ülkede düşünce özgürlüğünü başlattı (Yine ‘Alak-1 ve Hud-26, Zumer-2)
  • Atatürk, “Cumhuriyet rejimi”nin, “İslamiyet’in ilkeleriyle çelişmediğini”, aksine bunların Cumhuriyet ile son derece uyumlu olduğunu 15 Ocak 1923’te Eskişehir’de yaptığı konuşmada şöyle açıklamıştır: “Cumhuriyet ve Hükümetin esasları şunlardır: Meşveret (danışma), adl (adalet), uli’l-emre itaat (yasalara uyma). Bu paralelde, Cumhuriyet sistemi denilen idarecilerin halkın oyları ile belirlenmesini başlattı (Bakara-104, Fetih-10,), Kadına seçme ve seçilme hakkı tanındı (Mümtehine-12, Al-i İmran-159) ve şura meclisi olarak TBMM’sini oluşturdu (Neml-32-33, Şura-38).

Dini konularda, devletin tarafsız kalması gerektiğini ve karışmayıp, vatandaşını aşırılık ve zorlamalardan koruması yanında, Allah ile baş başa bırakmasını, yani Laiklik prensibini başlattı (Kalem-44, Müddessir-14). 21 Mart 1923’te Konya’daki konuşmasında;

“Devlet görevlisinin makamı, kendisine hiçbir ruhani nitelik ve yetki vermez. Bu kurum ve başındaki makam bir dogma, bir mezhep, bir ilahiyat doktrini benimseyerek, inananları onlara uyma zorunluluğu koyamaz. İslam dinini yorumlama yetkisi olmadığı gibi, devlet kanunlarını ve tüzüklerini din açısından yorumlama yetkisi de yoktur. Şu hâlde, o devletin ve yurttaşlarının çoğunluğu olan Müslüman halkın inançlarını ve ibadetlerini, kanunların sağladığı özgürlük içinde yapmalarını gerçekleştirme işiyle görevli, kamu hizmeti yapan bir dairedir. “Şu hâlde, bu kanunun özü, Diyanet İşleri’ni siyasal ve hukuksal alanlardan ayırması, dinleri, kanunların sağladığı inanç (vicdan) özgürlüğü alanında korunmaya bırakmasıdır” açıklamasını yaptı. Bu kanun ile Bütün ibadet yerlerinin yönetimiyle, buralarda görevli olanların atama, nakil, terfi, azil ve denetim yetkisi Diyanet işleri Reisliği’ne bırakıldı.

  • Kur’an’daki müteşabih /zaman ve zemine göre değişken olan hukuk kuralları yerine, oldukça değişmiş Dünya durumuna uygun modern hukuk prensipleri paralelinde olan kanunları benimsediKi benimsenen kanun maddelerinin çoğu da zaten Kur’an’daki muhkem /değişmez ana kurallara uygun olmuştur (Al-i İmran-7).
  • Her bireyi kanunlar karşısında eşit kılan ve hak edene hak ettiğinin adilce verilmesi demek olan Demokrasi sistemini başlattı (Sad-26)
  • Ülke insanının geçimini, dolayısıyla da sadece Allah’ın rızasını öncelemek üzere ve kendi menfaatini düşünmeden Tarımda, sanayide, eğitim ve ekonomide hedefler belirleyip gerçekleştirdi (Leyl-18-21).
  • Maaşı dışında serveti yoktu, mal-mülk edinmekle hiç uğraşmadı ve vefat etmeden önce yaptırdığı vasiyet ile bunu evlatlıkları ile İsmet İnönü’nün çocuklarının eğitimine ve Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bağışlamıştı.
  • Kur’an’ın karşı çıkması gibi Din temelli gruplaşmalara karşı çıktı ve hem dine hem de insanların inançlılığına zarar verdikleri için tekke, zaviye, cemaat ve tarikatlara son verdi (En’am-65, 159). Atatürk, hiçbir zaman dine karşı olmamıştır. Ancak İslam’ın, “dindar”ların dini olmasını istemiştir, “dincilerin” değil. Dine karşı değildi, çünkü bir Yaradan’a inanmanın, insanın ihtiyaçlarından biri olduğunu biliyordu. Bu düşüncesini şöyle ifade etmiştir:

Bizi yanlış yola sevk edenler, o habisler, çoğu zaman din perdesine bürünmüşler, hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir saf ve temiz halkımızı. Tarihimizi okuyun, görürsünüz ki milleti mahveden, tutsak eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir. Her türlü hareketi dinle karıştırmıştır onlar.

     Kadının çalışması, bilim yapması, evlenme kararında söz sahibi kılınması, miras, vasiyet ve her türlü şahitlikte erkekle eşit tutulması ve geleneksel kıyafetinin dinselleştirilmesinden kurtarılmasını sağladı (‘Alak-1, 3, Ahzab-37, Bakara-282, Ahzab-26, Nur-31, Nahl-81).

“Evvela derim ki, Allah emri, Müslüman ve Müslime’nin aynı derece ilmen, fazileten ve her görüş noktasında olgunlaşmasıdır”. “Bir toplum, aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse gerek fende ve gerekse bilimde ilerleme gösteremez”

  • Alkolik oluşa ve sarhoş olacak şekilde alkol kullanmaya karşı oldu, az kullanmayı benimsedi (Bakara-219)
  • İman etmenin, mutlaka Salih amellerle /Allah’ın yarattıklarına fayda sağlayacak faaliyetlerle pekiştirilmesi gerektiğinin bilincindeydi ve herkesin böyle davranmasını istedi (Enfal-2-4, Asr-3)
  • Gerek Kur’an’ın muhkem /değişmez ana kurallarını göz önünde bulundurması ve gerekse günlük yaşantısı ile topluma örnek olma prensibini uyguladı (Duha-11, Saffat-108). Bu prensibine uygun olmak üzere şu örneklikleri gerçekleştirdi:
    • Tarımı geliştirmek üzere çiftçilere örnek olsun diye çiftlikler kurdurdu
    • Tasarrufu teşvik için İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurdurdu
    • Okuma-yazmayı arttırmak amacıyla Halk odaları, Köy okulları, Köy kursları, Millet Mektepleri ve Halkevleri kurdurdu
    • Laikliği, Özgürlüğü, Cumhuriyet ve Demokrasiyi öğreten “Vatandaş için Medenî Bilgiler” ismi ile Yurttaşlık kitabı yazdı.
    • Uygar, şık ve temiz giyinme örnekliği yaptı

       SONUÇ OLARAK:

       Gazi Mustafa Kemal Atatürk, saf, temiz ve sade bir din anlayışına sahiptir. İslâm dinine sonradan girmiş olan her türlü safsata, İsrailiyat ve hurafelere, boş inançlara karşı durmuş ve rasyonel, yani akılcı bir din anlayışını benimsemiştir.

       Atatürk, olağanüstü bilgi donanımı, bilimsel bakış açısı ve geniş olan ufku sayesinde, İslâm’ın büyüklüğünü doğru ve mükemmel bir şekilde anlayan, görüşlerini ona göre ayarlayan, yani İslam’ı gerçeğine yakışır bir kıvamda kavrayabilen zihniyetin sembolüdür.

Atatürk’ün başlattığı üzere Kur’an’ın özüne dönüş projesine sahip olmak üzere,

  • Aydınlar olarak, Kur’an’a sarılmalı ve anlayarak hem kendileri okumalı hem de başkalarına zorlamadan, kızmadan, sakin bir üslupla ve Kur’an ayetleri örneklemeleri ile ve inançlarını seçme özgürlüğü tanıyarak anlatmalı
  • Herkesin Kur’an’ı sadece ana dili ile okumasını sağlayıp, kendi çabası ile Din denilen kuralları doğrudan Kur’an’dan öğrenmesini ve kendi doğrularına ulaşmasını sağlamalıyız
  • Makamlı Kur’an’ı sadece duygusal etkilenim amacıyla arada dinlemeli, fakat Arapça öğrenme ile vakit öldürmeyip, insanların bu vakitlerini ana dilleri ile ve anlayarak okumaya ayırmalarını önermeliyiz
  • Camilerde Kur’an’ı öğrenme ve soru-cevaplı sohbet toplantıları düzenlemeliyiz,
  • Her konuda çok çalışmalıyız. Ancak Atatürk, çalışmayı şöyle tarif etmiştir:

“Herhangi bir kişinin, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Anlayışlı bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir”.

  • Tek Allah, Tek İslam dini ve tek insan nesli ortak düşüncesinde birleşmenin önemini vurgulamalıyız. Ayrıntılarda kimseyi kabule zorlamamayı, karışmamayı, yargılamamayı ve ötekileştirmemeyi benimsemeliyiz.
  • ATATÜRK, dini KUR’AN ve KUR’AN’ı DİN yapmak istedi. Bizler de eğer yolundayız diyorsak, bu yönde çaba göstermeliyiz.

NOT: NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR” ve “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”

 

  FACEBOOK YORUM
Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 34 18 12 4 60 45 58 +15
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Çaykur Rizespor 34 14 13 7 45 51 49 -6
8 Alanyaspor 34 12 10 12 49 46 48 +3
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 34 11 11 12 39 42 45 -3
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Kayserispor 34 11 13 10 39 48 40 -9
13 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
14 MKE Ankaragücü 34 8 12 14 42 45 38 -3
15 Fatih Karagümrük 34 9 16 9 41 43 36 -2
16 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
17 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 34 4 23 7 26 67 16 -41
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 32 23 6 3 73 28 72 +45
2 Göztepe 32 20 6 6 56 19 66 +37
3 Sakaryaspor 32 16 7 9 48 33 57 +15
4 Çorum FK 32 16 9 7 53 33 55 +20
5 Kocaelispor 32 16 9 7 48 36 55 +12
6 Bodrumspor 32 14 7 11 39 21 53 +18
7 Boluspor 32 14 10 8 31 33 50 -2
8 Bandırmaspor 32 12 9 11 47 30 47 +17
9 Gençlerbirliği 32 12 9 11 37 32 47 +5
10 Erzurumspor FK 32 12 9 11 30 28 44 +2
11 Keçiörengücü 32 10 13 9 32 40 39 -8
12 Manisa FK 32 8 11 13 39 38 37 +1
13 Ümraniyespor 32 10 15 7 36 46 37 -10
14 Şanlıurfaspor 32 8 14 10 29 36 34 -7
15 Tuzlaspor 32 8 14 10 32 46 34 -14
16 Adanaspor 32 9 17 6 25 45 33 -20
17 Altay 32 5 24 3 15 73 15 -58
18 Giresunspor 32 2 26 4 15 68 7 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 35 25 5 5 77 29 80 +48
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 35 16 9 10 48 31 58 +17
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 35 14 14 7 44 37 49 +7
9 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
10 Diyarbekir Spor 35 12 14 9 38 38 45 0
11 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
12 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 35 5 22 8 25 64 20 -39
19 Adıyaman FK 35 3 25 7 24 62 16 -38
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
 06/05/2024 Konyaspor vs Fenerbahçe
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 04/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Serik Belediyespor vs Esenler Erokspor
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor - Karacabey Belediye Spor Karacabey Belediye Spor ligdeki son 7 maçında hiç kaybetmedi  Karacabey Belediye Spor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI