İstanbul'da geçtiğimiz yıllarda meydana gelen bir olay, sosyal medyada yeniden gündem oldu. Film yönetmeni ve gazeteci Erem Şentürk'ün anlatımına göre olay şu şekilde gelişti:
"Tam metroya binecekken bir tane yaşlı amca makinenin önünde panik yapmış, kartını dolduramıyordu. Arkasında bir kaç tane genç birikmiş bağırıyorlar amcaya, "Hadi be ne yapıyorsun, makineyle flört mü ediyorsun" diye. Tabii bunu duyunca delirdim, ne yapıyorsunuz diyerek amcanın yanına geldim."
"Canım amcam sen burada ne yapıyorsun dedim. Kartı dolduramıyorum dedi. Doldurduk kartı, al bununla istediğin yere gidersin artık dedim. Hatta sen başvuru yap, senin yaşına ulaşım ücretsiz dedim. Neyse ben de doldurdum kendi kartımı metroya doğru yürümeye başladım."
"Amca da orada bekliyordu. Hemen yaklaştım yanına, ne oldu amca diye sordum. Adres soracaktım ama beni azarlarlar diye soramadım, seni bekledim dedi. Olur mu öyle şey amca diyerek, nereye gideceğini sordum. Üsküdar Marmaray'a gitmek istediğini söyledi. Olduğumuz yer Kirazlı'ydı. Yanlış geldiğini söyleyip tarif ettim ama anlamadığını fark ettim".
"Daha sonra amcayla beraber yola koyulduk. Muhabbet olsun diye amcaya nereli olduğunu sordum. Malatyalıyım dedi, var mı bahçede kayısı falan diye sorunca o da "Ben emekli ağır ceza hakimiyim" dedi. Sonra kendi kendime düşündüm, sen onlarca kişiye 40-50 yıl hapis cezası ver, sonra gel metroda kart karıştır. İşte insanoğlu dedim."
"Sonra amca peki buraya nasıl geldin, valizler nerede diye sordum. Hatırlamadığını söyledi. Çocuk gibi yüzüme bakınca demans hastası olduğunu anladım. Peki amca burada ne yapacağız dedim, "Oğlum beni burada bekliyor" dedi."
"Oturduk bekliyoruz ama gelen giden yok. Neyse dedim telefonun nerede. Sonra aldım telefonu aradım birini, yakınını bana bulur musunuz dedim. Onlar da sağ olsunlar yardım ettiler. Amcanın kızına ulaştık."
"Bana eniştesinin numarasını vereceğini söyledi. Bir süre sonra ise eniştesi geldi. Ben başladım azarlamaya, siz nasıl bu adamı böyle bırakırsınız diye. Sonra gerçeği öğrendim. Evet amca demans hastası ve hiçbir şey hatırlamıyordu. Ama oğlu polisti ve 3 yıl önce şehit düşmüştü. Son görüşmelerinde ise "Baba seni Üsküdar Marmaray'da bekliyorum" demiş. Her şeyi unutuyor ama o günü unutmuyormuş, o yüzden sık sık buraya geliyormuş. Ben öylece kalakaldım."
Haberler.com - Yaşam